Baharistan, 15. yüzyılın büyük bilgin ve mutasavvıfı Molla Camî’nin (1414–1492) ülkemizde en çok tanınan eseridir. Memleketi olan Câm şehrinden dolayı Câmî lakabını aldı ve divanında Câmî mahlasını kullandı. Eserleri asırlarca medreselerde ders kitabı olarak okutuldu. Risale-i Nur’da güzel şiirlerinden alıntılar yer almaktadır. Künyesi, Nurüddin Abdurrahman bin Nizamüddin Ahmed bin Muhammed el-Câmî şeklindedir. Risale-i Nur’da, “fıtratı aşkla yoğrulmuş” biri olarak sıfatlandırılmıştır. On Yedinci Söz’ün İkinci Makamı’nda yer alan şu satırlar ona aittir: “Yalnız biri iste; başkaları istenmeye değmiyor. Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor. Biri talep et; başkaları lâyık değiller. Biri gör; başkaları her vakit görünmüyorlar, zevâl perdesinde saklanıyorlar. Biri bil; mârifetine yardım etmeyen başka bilmekler faydasızdır. Biri söyle; Ona ait olmayan sözler, malayani sayılabilir.” (Sözler)
Kandil kimin için?
Karanlık bir gecede kör bir kişi elinde kandil ve omzunda testi yolda yürüyordu.
Bir densiz kişi ona yaklaştı ve “Ey cahil! Sana göre gece gündüz aynıdır. Aydınlık ve karanlık senin gözünde beraberdir. Bu kandilin ne faydası var?” dedi.
Kör kişi güldü ve “Bu kandil kendim için değildir. Bana çarpıp testimi kırmasınlar diye senin gibi akılsız ve gönül gözü körler içindir.” dedi.
Üç toplulukta üç çirkinlik
Üç iş, üç toplulukta çirkin görünür: Padişahlarda sertlik, bilginlerde mala karşı hırs, zenginlerde cimrilik.
Adalet ve zulüm
Dünya adaletle imar edildiği gibi, zulümle de harap olur. Adalet, bulunduğu alandan binlerce fersah uzaklığa aydınlık verir. Zulüm de, yerinden binlerce fersaha karanlık verir.
Bilginin üstünlüğü
Bilgiden başka hiçbir kuvvete heves etme…
Sırrın sırrı
Gizli sırlarını hiçbir dostuna açma; çünkü dostlukların bozularak düşmanlığa döndüğü, dostluğun sona erdiği çok görülmüştür…
Mağrur olma!
Ne kadar çok olursa olsun mal ile mağrur olma; çünkü mal ve servet bir gün hadiselerin rüzgârlarıyla darmadağın olur…
Ey babayiğit!
Yiğitliğin iki şartı vardır. Bana iyi kulak ver, doğrusunu dinle.
Birincisi, her dakika yüzlerce eksiğini gördüğün arkadaşlarının suçlarını bağışlamaktır.
İkincisi, sonradan pişman olacağın, özür dilemek zorunda kalacağın bir işi yapmamaktır…