Zeynel Abidin Hazretleri küçükken arkadaşları ile odun toplamaya giderdi. Arkadaşları köye yaş, sağlam ve iri odunlar getirirken, Zeynel Abidin kuru, dökülmüş, ince dalları getirirdi. Zeynel Abidin’in hocalarından olan Ahmed Suguri Hazretleri bu durumu fark edip sordu:
“Oğlum! Neden hep kuru dalları getiriyorsun?”
Zeynel Abidin’in cevabı hocasını ikna etmeye yetmişti:
“Efendim! Odunu kesmek üzere baltayı kaldırdığımda, ağacın “La ilahe illallah” zikrini işitiyorum. O yüzden hiçbir ağaca dokunamıyorum. Yerdeki dalları topluyorum.”
***
Zeynel Abidin Hazretleri’nin müritlerinden Muallim Ziya bey ziyaretine geldi. Sohbet sonrasında Zeynel Abidin’e sordu:
“Efendim, sizin ölümünüz ne tarzda olacaktır?”
Zeynel Abidin Hazretleri:
“Bizim ölümümüz, Ermeniler tarafından parçalanarak şehit edilmek suretiyle olacaktır.” diye cevap verdi.
Ziya Bey bu cevap üzerine kalktı hemen abdest aldı ve iki rekat namaz kıldıktan sonra:
“Rabbim, bu hali Üstadımdan alarak bana nasip eyle…” diye dua etti.
Bunun üzerine Zeynel Abidin Hazretleri:
“Duan Allah indinde kabul edilmiştir.” dedi.
Hakikaten sekiz sene sonra Ziya Bey, Orhangazi semtinde, Ermeniler tarafından yirmi beş yerinden parçalanarak şehit edildi.