Bilindiği üzere İslâmiyet, Hz. Peygamber’den (asm) itibaren toplumda insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirerek, insanların insani ilişkiler içinde yaşamasını sağlamak üzere karşılıklı ilişkilerde yardımlaşmayı, dolayısıyla toplumun barış ve sulh içinde yaşamasını hedeflemiştir.
Normal durum bu olmasına rağmen 6F, dolayısıyla arızî durumlar oluşmuş ve toplum felakete sürüklenmiştir. 6F (fitne, fesad, fücur, fısk, fikirsizlik ve fırkacılık) neticesinde toplumda zina, katillik, hırsızlık ve kumar gibi kötü haller yaygınlaşmaktadır.
Bunu düzeltmenin yani toplumu insani felaketlerden kurtarmanın yolu da İslâmiyet’in emrettiği (selam kökünden geldiği için) sulh, selamet ve saadet de, 6S ile kazanılır.
Yani, insan ve özellikle de Müslüman toplumların huzur ve saadet içinde olması veya olmaması 6 “F” ve 6 “S”’ye bağlıdır.
Nedir bu 6 “F” ve 6 “S”?
6 “F”: Fısk; Allah’a isyan içinde olmak, sefahate dalma, hainlik, dinsizlik. Fitne; azdırma, baştan çıkarma, karışıklık çıkaran, dinsizlik, canilik. Fesat; fenalık, kötülük, ara bozma, çürüme, bozulma, karışıklık. Fücur; ahlâka aykırı durum, cinsi sapıklık. Fikirsizlik; düşüncesizlik, görüş ve kanaati olmayan, görüş belirtmeyen. Fırkacılık; ayrımcılık, ayrı baş çekme, nifak olarak kısaca tanımlanabilirler. Aynı zamanda, fücur, kuvve-i şeheviyenin, fesat ise kuvve-i akliyenin ifrat mertebeleridirler.
Bir mü’min, Müslüman ve insan olmamız itibarıyla bu 6 “F” den kaçmalı ve toplum içinde yayılmasını önlemeliyiz. Özellikle de, ehl-i iman içinde ittifak ve ittihadı sağlamak için, fitne çıkarmak, fesat içinde bulunmak, fırkacılık-ayrımcılık yapmak, fikir sahibi olmadan fikir serdetmek, fısk ve fücur bataklığına girmekten sakınmak gerekiyor. “Fasit (fesat çıkaran) bir kalp, gururlu olur ve ifsadata (aldatmalara, düzensizliklere, karışıklara) meyleder”1 Böylece bu fitne ve fesat fiilleri – halleri fısk ve fücur gibi tek ferde münhasır kalmaz. Genelde ve umumiyetle bulunulan toplumun bütününü etkiler, tahribatı çok genişleyebilir. Cengiz’in, Hülagu’nun, Deccal ve Süfyan’ın fitne ve fesatları gibi.
Fırkacılık/ayrılık/nifak, insanların kalbini ifsat eder, bozar. Kalbin fesatlığı yetimliği, yalnızlığı doğurur. Yani, fesada uğramış bozuk olan kalp sahibi, kendini yetim, sahipsiz, maliksiz, yalnız bilir. Bu durumda korkuya kapılır. Böylece insanlardan kaçıp gizlenmeye mecbur olur. Dostluk, arkadaşlık, akrabalık bağları kopar. Bunların sonucunda da fesat kalplinin şefkati de azalır veya bir süre sonra kalkar. “Şefkatin kalkması fitnelere sebep olur.”2 Fitnenin sonucunda ise, karışıklıklar, bozgunculuklar ve hıyanetler artar. Hıyanet düşüncesi (hainlik) de insanın zayıflığına, yani birisinin yardımına ihtiyaç duymasına sebep olur. Fitne ve fesad düşüncesinde olan bozuk kalpli insanın tek yardımcısı da genellikle şeytan olur. Bütün bunların ilacı, dermanı ve çözümü samimiyet, sadıklık, salih olmaktır. Yani kısaca sünnet üzere yaşamaktır. Aslında geçmişe baktığımızda bu bahsettiğimiz 6 fena ve fani durum ve hareketlerin sonucunda, insanın ve dolayısıyla toplumun başka bir F’ye, yani felaket’e sürüklenmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bunlara karşı da 6 “S” toplum fertlerinde hâkim kılınmalı. 6 “S” ise; Sabırlı, Sorumlu, Saygılı, Samimi, Sevgi dolu ve Sadık-Sadakatli, hâsılı sünnet üzere olunmalıdır. 6S’ye sahip olan insanlar da Allah tarafından sena edilerek ve selametle Saadet-i dareyne vasıl olacaklardır.
Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm); “Fesad-ı ümmetim zamanında (yani ümmetimin içinde fesat karakterli insanlar çoğaldığında) kim benim sünnetime temessük etse (uysa, yapışsa, sarılsa), yüz şehidin sevabını kazanabilir.”3 demektedir.
Dikkatli bir gözle bakıldığında görülür ki, 6F insanın hayvani yönünün öne çıkması sonucu ortaya çıkan durumlardır. 6S ise insanın iman vasıtasıyla insanî mertebedeki durumlarıdır. Buradan belki şu karara varabiliriz; ne zaman ki insanlar imanla bedenleri beslerlerse, o zaman insani mertebeye çıktıkları gibi toplum da, sulh ve sükûna kavuşup saadetli bir toplum olur.
Dipnotlar:
1. İşarat’ül İcâz.161
2. A.g.e.
3.Taberânî, el-Mecmeu’l-Kebîr, 1394