Ayın İçinden

Hazret-i Meryem

“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir.”

(Âl-i İmran, 59)

“Zamanındaki dünya kadınlarının en hayırlısı İmrân kızı Meryem’dir”  

(Hadis-i Şerîf) 

Risale-i Nur’da Hz. Meryem örneği

Risâle-i Nur’da zahiren kabul edilmemiş gibi görünen duaların da kabul edildiğine, Hz. Mer­yem kıssası örnek gösterilir. Allah’tan bir erkek evlat isteyen kişiye, Cenâb-ı Hak, istediğinden daha iyisini ve güzelini, Hazret-i Meryem gibi bir kız evlâdını verir. Bu durumda “Duası kabul olunmadı” denilmez. “Daha evlâ bir surette ka­bul edildi” denilir.1 Hz. Meryem’in dünyaya gelişi düşünüldüğünde, bu bahiste neden örnek olarak verildiği iyice anlaşılmaktadır.

Dönemin önde gelen, nüfuzlu ailelerinden bi­rine mensup olan Hz. Meryem’in annesi Hanne, uzun bir süre çocuk sahibi olamamış ve yaşlan­maya başlamıştır. Buna rağmen çocuk hasretiyle yanmaktadır. Bu hasret ve arzuyla Cenâb-ı Hakka duâ etmiş ve samîmî duâsı kabul görünce hami­le kalmıştır. Hamile kaldığını öğrendikten sonra, doğacak çocuğunu Mescid-i Aksa’nın hizmeti­ne adamaya karar vermiştir. Hanne erkek evlat beklerken Hz. Meryem dünyaya gelir. O sıralarda Mescid-i Aksa’nın hizmetine kız çocukları kabul edilmediğinden ve anne de adağını yerine geti­remeyeceğinden dolayı üzülür. “Rabbim, ben kız doğurdum. Benim istediğim erkek çocuk kız gibi değildir. Ben ona Meryem adını verdim. Onun ve neslinin, kovulmuş şeytanın şerrinden korunması için Sana sığındım”2 dedi. Çocuğunu alıp Mescid-i Aksa’ya götürdü. “Alınız, bu çocuk buraya adak­tır” deyip, hizmetçilere bıraktı. Getirilen evlat İmrân gibi ileri gelen birinin çocuğu olduğundan birçok kişi onu yetiştirip büyütmek istedi.

Ayet-i Kerime’de3, adağın güzel bir surette kabul edildiği ve Meryem’in güzel bir çiçek gibi yetiştirildiği, Zekeriya Aleyhisselam’ın himayesi­ne verildiği belirtilmektedir. Hz. Meryem’in bakı­mını üstlenen Zekeriya Aleyhisselam çocuğu alıp evine götürdü. Mescid-i Aksa’da onun için özel bir oda yaptırdı. Hz. Meryem bu odaya çekilerek ibadetle meşgul oldu. Odasına Zekeriya Aleyhis­selam’dan başkası giremezdi. Odaya her girişinde kendisiyle birlikte Hz. Meryem’e yiyecek götürür­dü. Ancak, her defasında Hz. Meryem’in önünde yiyecek bir şeyler olduğunu görürdü. Bir keresinde, “Meryem, bunlar sana nereden geldi?” diye sordu. “O, Allah katındandır”4 karşılığını aldı.

Hz. Meryem, on beş yaş civarında iken Yusuf-i Neccar isminde bir gençle nişanlandı. Ancak, bu nişan evlilikle neticelenmedi. Hz. Meryem yalnız başına yaşamaya ve kimseyle görüşmemeye de­vam ederken yanına melekler geldi. Ona, “… Mu­hakkak ki, Allah seni seçkin kıldı, tertemiz yaptı ve dünya kadınlarına üstün tuttu. Ey Meryem! Rab­bine ibadete devam et, secdeye kapan ve Allah huzurunda eğilenlerle beraber sen de rukûa var.”5 dediler.

Melekler, Cenab-ı Hakk’ın kendisine “Ol” em­riyle bir evlat ihsan edeceğini müjdelediler. Adının da Meryem oğlu Mesih İsa olduğunu bildirdiler. “O dünyada ve ahirette büyük bir şerefe ve Allah katında yüksek bir dereceye sahiptir.” “O hem be­şikte iken, hem de yetişkin iken, insanlarla aynı şekilde konuşur ve Allah’ın salih kullarındandır.”6 Hz. Meryem, nasıl çocuk sahibi olabileceğini sordu ve hiçbir insanın kendisine el sürmediğini söyledi. Melekler de onu tasdik ettiler. “…Lakin Allah dile­diğini yaratır. Bir şeyi murad ettiği zaman O’nun işi sadece ‘Ol’ demektir; o da oluverir.”7

İsa Aleyhisselam’ın dünyaya gelişi

Hz. Meryem, bir süre sonra hamile kaldı. Bir müddet sonra da normal hamilelik emarelerini görmeye başladı. Yahudiler durumu öğrenince if­tira etmeye başladılar. Bu iftiralara çok üzülen ve doğum zamanı yaklaşan Hz. Meryem, insanlardan uzak bir bölgeye, Beytü’l-Lahm’e çekildi. “Niha­yet doğum sancısıyla bir hurma dalına yapıştı. ‘Ne olurdu’, dedi, ‘bundan evvel ölüp de unutulup gitseydim!” “Aşağıdan ona ‘Sakın üzülme’ diye bir nida geldi. ‘Rabbin senin aşağı tarafında bir dere yarattı.” “Hurma ağacını kendine doğru silkele; üzerine taze hurma dökülsün.” “Hurmadan ye, de­reden iç. Gözün aydın olsun. İnsanların birini gör­düğünde, ‘Ben Rahman için oruç adadım; bugün hiçbir insanla konuşmayacağım’ de.”8

Hz. Meryem’in tedirginliği, insanların ona karşı gösterecekleri tepkiden ve asla gayr-i meşru bir şey yapmadığı halde, çok çirkin bir iftira ile karşı karşıya kalacağından kaynaklanıyordu. Çocuğu­nu alıp kavminin yanına gitti. İnsanlar ona, “… Ey Meryem, dediler, and olsun ki, sen çirkin bir şeyle geldin.”9 Hz. Meryem de çocuğunu işaret edince, beşikteki çocukla nasıl konuşacaklarını sordular. Bu esnada küçücük İsa konuşmaya başladı; “Ben Allah’ın kuluyum. O bana kitap verdi ve beni pey­gamber yaptı. Bulunduğum her yerde beni müba­rek kıldı. Yaşadığım müddetçe bana namaz ve ze­katı emretti. Ve beni anneme itaatkar kıldı. Beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün de, öldüğüm gün de, diri olarak haşr edileceğim gün de selamet üzerimedir.”10 dedi.

Hz. İsa’nın konuşması İsrailoğullarını şaşkına çevirdi. Şaşkınlığı üzerlerinden atamamakla bir­likte dedikodu yapmaktan ve iftira etmekten de vazgeçmediler. Aralarında ihtilaflar çıktı. Bu sı­ralarda Filistin’de bulunan Yahudi kral çocukları öldürtüyordu. Çocuğunun da tehlikede olduğunu düşünen Hz. Meryem, İsa Aleyhisselam’ı yanına alıp Mısır’a göç etti. On iki yıl boyunca Mısır’da kal­dılar. Daha sonra Kudüs’e giderek Nâsıra kasaba­sına yerleştiler. Hz. Meryem, oğlunun peygamber oluşunu görme bahtiyarlığına ulaştı. İsa Aleyhis­selâmın göğe kaldırılışından altı yıl sonra Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Peygamber Efendimiz (asm) muhtelif hadisle­rinde Hz. Meryem’in faziletinden ve üstünlüğün­den söz etti. “Zamanındaki dünya kadınlarının en hayırlısı İmrân kızı Meryem’dir. Bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı da Hatice’dir.” buyurdu. “Âlemdeki kadınların en hayırlıları dörttür. Mer­yem bint İmrân, Firavun’un hanımı Asiye, Hatice bint Hüveylid ve Fatima bint Muhammed Resu­lullah.”

Kaynakça: 

www.risaleinurenstitusu.org

Dipnotlar:

1. Mektubat

2. Âl-i İmrân/ 36)

3-4. Âl-i İmrân/ 37

5. Âl-i İmrân/ 42-43

6. Âl-i İmrân/ 45-46-47

7. Âl-i İmrân/ 47

8. Meryem/ 23-26

9. Meryem/ 27

10. Meryem/ 30-33

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*