“İnsan, sevdiği zâta eğer benzemek kabil ise, fıtraten benzemek ister.
İşte Habibullah’ı sevenlerin, sünnet-i seniyesine ittiba ile ona benzemeye çalışmaları, kat’iyyen iktiza eder.” Bediüzzaman Said Nursî
Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) ile Hz. Ömer (ra) el ele tutuşmuş yürüyorlardı. Hz. Ömer (ra): “Ya Resûlallah, seni nefsim hariç her şeyden çok seviyorum.” dedi.
Peygamber Efendimiz (asm): “Ya Ömer, nefislerimizin elinde olduğu Allah’a (cc) yemin ederim ki, beni nefsinden de fazla sevmedikçe imanın kemale ermez.” buyurdu.
O zaman Hz. Ömer (ra): “Ya Resulullah, seni nefsimden de çok seviyorum.” dedi.
***
Peygamber Efendimizin (asm) yıllarca hizmetinde bulunan Hz. Süfeyne (ra) anlatıyor:
“Fırtınalı bir havada, ticaret için bindiğimiz gemimiz battı. Ben bir tahta parçasına tutunarak bilmediğim bir araziye çıktım. Bitkin bir vaziyette oturmuşken bir aslan kükreyerek üzerime gelmeye başladı. Çok fazla yaklaşmıştı ki ona şöyle seslendim:
“Ey aslan! Biraz sakin ol, ben Hz. Muhammed’e yıllarca hizmet etmiş bir kulum.”
Aslan bunu duyar duymaz durdu, başını eğdi, yavaş yavaş yaklaşarak sırtını bana dayadı. Anladım ki beni sırtına almak istiyor. Sırtına bindim, beni bir yol kenarına götürüp bıraktı. Ve kükreyerek uzaklaştı.
***
Peygamber Efendimizin (asm) vefatına kızı Fatıma çok fazla üzülmüştü. Onu (asm) defnederken mübarek dudaklarından şu cümleler döküldü:
“Peygamber Efendimizin (asm) kabrindeki toprağı koklayan ebediyete kadar güzel bir koku duymasa da olur.”