Sıla-i rahim nasıl bir iksirmiş?
Sılada merhamet duygularının farkında olmadan ziyadeleştiğini hissediyor insan. Ya da rahmete ayine oluşunu. Bu sırdan olsa ki sıla-i rahimi kesmek büyük günahlardan sayılıyor.
Sıla, hayat yolculuğunda ömrün şimşek gibi geçtiğini anlatıyor nefs-i insana. “Aç gözlerini bir bak, ömrün âhirini yaşamak nasıl gör!” diyordu büyük ecdadımın halini tefekkür ettikçe nefsime… Daha dün; gençlik kadar şirin, güneş kadar sıcacık mütebessimken hayat, bu ağrılarla tanışmak da neydi? ‘Nasıl da koşuşturan ayaklar, kuvvetle tutan kollar ve eller emir kesilince titrer olurmuş’ gör diyordu. Gençlik sarhoşluğundan, ihtiyarlık sabahıyla uyanmış bela def’i, rahmet vesilesi bu mübarek ihtiyar ceddimin; yüzde doksan dokuz ahbabın gittiği yere şevk duyup, vatan-i aslilerini talep edişini seyir ediyordum mahzunca…
Sonra başka bir fısıltıyla sesleniyordu ömür sılada; evlat olarak ne kadar büyüsek de, anne babamız gibi ebeveyn olsak da çocuksun işte. Gönül istiyor hep ebeveyni sıhhatli olsun, sıkıntı görmesin, acze düşmesin. Ama mümkün mü? Her eşya eskir, her canlı ölür diyor ya Efendimizin (asm) annesi vefatı zamanında biricik oğluna. Eskiyen saçlarmış, eskiyen bacaklarmış, eskiyen organlarmış hülasa. Ruh eskimeyip ölmese de beden firar ediyormuş bu dünyaya.
Sonra dönüyorum yüzümü çocuklara, ya da dünün çocuklarına…
Bugün her birinin ideali ayrı, sevdası ayrı, dünyası ayrılıveriyormuş usulca.
Hiçbir şey aynı kalmıyormuş meğer…
Kalbim bağıra bağıra İbrahim (as) gibi “La uhubbil âfilîn” (ben batıp giden şeyleri sevmem) çığlığını duyurmaya çalışırken, ömür denilen şeyi böylece tefekkür ediyorum âlemimde. Ve hayatlarımıza dokunalım istiyorum. Zamanın koşuşturmalarında anlamadan, aramadan, gitmeden, hissetmeden yaşamayalım şu hayatı.
İşte sıla-i rahim yine yeniden farkındalığımı arttırdığı cihetle “Elhamdülillah” dedirtiyor lisanıma…
Elhamdülillah aile nimetine, Elhamdülillah gidilebilecek bir memleket nimetine, Elhamdülillah vuslatları anlamlı kılan özlemlere, Elhamdülillah arkamızdan dua edenlere, Elhamdulillah hiç ayrılıkların olmayacağı cenneti verene…