Bulimia Nervoza nedir?
Bir yeme bozukluğudur. Günün belirli zamanlarında tekrarlayan ataklar görülmektedir. Atak sırasında normal insanlardan çok daha fazla yerler. Tıkınırcasına yeme ataklarının görüldüğü bu anlarda hastalar genellikle yalnız kalmak ister ve yeme işlemini çok hızlı gerçekleştirmeye çalışırlar. Daha sonra yediklerinden pişmanlık duydukları için bazı yöntemlerle kilo alımının önüne geçmeyi denerler. Bu yöntemler aslında sağlığa çok daha fazla zarar veren kusma, laksatif, lavman veya diüretik ilaçları kullanma, yoğun egzersiz yapma şeklindedir. Bu hastalarda ciddi bir şişmanlama korkusu görülmektedir. Kendileri için belki de hiç uygun olmayan düşük kiloları hedef olarak belirleyip o kiloya ulaşmaya çalışırlar.
Atak dönemlerinde yemek yeme ile ilgili denetim kalkmakta. Kilo almaktan korunmak için kusma nöbetleriyle yedikleri kalorili besinleri kilo olarak vücutta yer edinmeden önce atmaları gerektiğini düşünürler. Ağır egzersiz yapma veya çok uzun saatler kendilerini aç bırakma gibi yöntemlere başvururlar.
Bulimia hastalığı yemek yeme olayından ziyade yoğun bir psikolojik rahatsızlık ve kontrolsüzlük duygusudur. Yeme-çıkarma atakları gittikçe ağırlaşabilmekte, daha sık ve kontrolsüz bir hale gelebilmektedir. Yoğun şekilde beslenme ve çıkarma atakları genellikle psikolojik sorunlarını çözemeyeceklerini düşünmelerinden ve kilo takıntıları olmasından da kaynaklanmaktadır. Kustuktan sonra rahatlamış hissedeceklerini düşünürler ve bunu bilerek daha çok yemeye başlarlar. Nasıl olsa yedikten sonra kusacaklarını bu sebeple daha çok yemelerinde problem olmadığını düşünürler. Semptomlarında vücut ağırlığının sürekli değişmesi, parmaklarında yara, boğazında yara, depresyon ve anksiyete görülür.
Müshil ilaçları ve kusma yenilen yiyeceklerden alınan kalorinin azalmasını veya tamamen atılmasını sağlamaz, bu nedenle yediklerini çıkarsalar bile kilo alımı gözlenir. Yemeğin hemen ardından kusulsa dahi yemeklerin tamamının çıkması söz konusu değildir çünkü sindirim sadece midede yapılmaz, sindirim ağızda başlar ve vücuttan atılana kadar devam eder. İshal yapıcı ilaçlar da bağırsaklara zarar verirler ve yenileni atmakta çok başarısızdırlar. Bu işlemlerden sonra tartıda görülen kilo kaybı sadece yüklü miktarda atılan suyu gösterir bu sebeple başvurulan bu yöntemler son derece sağlıksızdır.
Tıkınırcasına yeme sendromu nedir?
Bireyin aynı sürede ve aynı koşullarda yiyebileceği yemek miktarından çok daha fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içinde tükettiği, aşırı miktarda yeme durumunu dizginleyemediği bir yeme bozukluğudur. Bu davranışlar belirli aralıklarla tekrar etmektedir. Bulimia Nervoza’dan farkı yedikten sonra dengeleyeceğini düşündüğü için kendini kusturma veya laksatif kullanma gibi davranışları yapmamasıdır.
Erişkinlerde yaygın görülen bir yeme bozukluğudur. Bu sendroma sahip bireyler yemek yemeyi bir ödüllendirme olarak görürler. Bu ödüllendirme beyindeki talamus, hipotalamus ve birçok sistem olmak üzere nöral döngülerle bağlantılıdır. Erken yaşta yaşanan olumsuz veya travmatik deneyimler bireyin kendiyle alakalı olumsuz düşünceler üretmesine yol açabilir. Kendisi hakkındaki olumsuz inançları bireyin kilosunu, bedenini veya yeme davranışıyla alakalı olumsuz düşüncelerini tetikleyebilir. Yaşanan sıkıntı verici duygusal yanıtlar sonucu yeme davranışı ile ilgili hem olumlu (‘’yemek yersem sıkıntım azalır’’) hem de olumsuz (‘’yemek yersem kilo alırım’’) düşünceler gelişebilir.
Tıkınırcasına yeme ile rahatladığını düşünen bireyde bu davranış her duygu durumu değişikliğinde etkilenir. Ataklar halinde tekrar eden bu bozukluk bir alışkanlık haline de gelebilir.
Peki ne yapmalı?
Hastalıkların tanımından da anlaşılacağı gibi bu durumlar yeme bozukluğudur ve bunu yaşayan bireyler birçok yönden değerlendirilmelidir. Olay sadece yemek yeme ile ilişkili değildir. Tetikleyen psikolojik ve fizyolojik etmenler bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda kişilerle sadece diyet listelerinden ibaret bir yol izlemek doğru değildir. Multidisipliner yaklaşımla bu hastalar tedavi edilmelidir. Beslenme ve diyetetik uzmanı, doktor ve psikolog hep birlikte çalışmalı ve aşamalı olarak rahatsızlıkları üzerinde adım atılmalıdır.
Kişinin ailesi ile iş birliği yapmak ve aileyi sürece doğru bir şekilde dahil etmek çok önemlidir. Bu süreçteki ilk hedef değişmeye daha az istekli olan bireyin iş birliği yapmasını sağlamak olmalıdır.
Nurbahar Salihoğlu