Tefekkür Dünyası

Meğer, iki türlü gidiş varmış…

Birincisi: Her türlü hazırlığı rahat rahat yapıp, herkesle görüşüp helalleşip, detaylı düşünerek geriye şöyle bir bakıp eksik bir şeyin olmadığı kanaati oluşunca, iç rahatlığıyla yolculuğa çıkmak.

İkincisi: Aniden, zaruri hazırlığı bile yapamadan, kimseyle görüşemeden, geride bıraktığı şeyleri düşünüp “Şu da kaldı, bunları da yapamadım” deyip aklı, gönlü geride bıraktıklarında kalarak yola çıkmak. İşte birincisinde rahatlık, ikincisinde üzüntü, endişe…

Tıpkı bunun gibi: İnsan dünyada bir yolcudur. Yolculuk gereği her an hazır olmalı. Çünkü ölüm ani… Her an hazırlıklı yaşamalı. Yani ibadetlerini yerine getirirken, insan ilişkilerindeki hassasiyeti göstermeli. Yani her anını şuurlu, bilinçli, farkındalıklar içinde yaşarsa keşkeleri olmayacaktır. Yani şuna borcum vardı, şu kişiden helallik almalıydım, eşime, çocuklarıma şunları söylemeliydim gibi birçok eyvahları yaşamamak için yaşantısını gözden geçirmesi gerekiyor.

“Yarına bırakma! Bakarsın, yarın olur da sen olmazsın.” sözü bu hakikati anlatıyor.

“Eyvah! Hem gençlik gitti, hem ömür gitti. Hem müflis olarak kabre gidiyorum. Keşke aklımı başıma alsaydım!” dememek için Bediüzzaman’ın bu ikazını dikkate almak lazım.

Ayşenur Yaşar

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*