Kurşun Kalem

Dini gözüken diziler topluma zarar veriyor

Toplumun önemli dinamiklerinden biri hiç kuşkusuz medya ve yayın organlarıdır. Bu kitle iletişim araçları toplum yararına kullanılabildiği gibi, toplumun temellerine zarar verecek şekilde ve manevi değerleri yıkmak için de kullanılmaktadır.

Bir süredir evlendirme programları olsun, gelin evleri gezme programları olsun cinayet şifrelerini çözme, kayıpları bulma programları olsun, topluma zarar veren gündüz kuşağı programlarının farkındaydık. Yakın zamanda ise gündeme gelen ve yine onlar kadar tehlikeli olan dizi ve filmler ortaya çıkmaya başladı. Sözüm ona dindar hayatı (!) konu alan diziler. Bu dizilerde amaç, karakterlerinin Müslüman ve dini hassasiyeti olan kişilermiş gibi gösterip onlar üzerinden manevi değerleri karalamak, toplumun dayanağı olan ahlaki kuralları değersizleştirmektir.

Aslında bu meseleyi sebepleri ve sonuçları açısından değerlendirmek gerekir. Neden bu tarz dizi, filmler yapılıyor ve neden bu kadar yoğun ilgiyle izleniyor? Elbette öncelikle reyting ve maddi çıkar.

Ama şu acı gerçeği de ortaya çıkarıyor ki; Sadece görüntü itibariyle Müslümanı andıran ama yaşayış itibariyle hiç de Müslüman gibi olmayan, taklidi imana sahip insanların sayısının artması, dinin siyasete alet edilmesi, menfaat için dindar görünme çabası, maalesef bu senaryoların yaşanabileceği gerçeğini ortaya koyuyor. Bu acı gerçek insanı yüreğini sızlatsa da İslami yaşantının böyleymiş gibi yansıtılmaya çalışması insanı öfkelendiriyor elbette.

Peki bu manevi hakikatlerin değerini düşürmeye çabasının en tehlikeli sonuçları nelerdir?

Gelecek nesillere manevi değerlerden yoksun bozuk bir toplum bırakmak, insanların tutunacak manevi dayanağı olmadığına inandırıp psikolojik açıdan insanları çökertmek, insanların güven duygularını zedelemek gibi birçok vahim neticesi vardır.

Batılı tasvir etmemek adına onlar hakkında bu kadar kelam etmek yeter. Gelelim kalbinin mihrak noktasında “dikkat” yazan Nur Talebelerine herşeyin okutturulamaması ve dinlettirilmemesi hakikati nazarıyla meseleye bizim yaklaşımımıza. Biz Risale-i Nur okuyan insanlar olarak toplumda bu tarz hadiseler olurken Risale-i Nur’a dört elle sarılmalı, manevi cihad vazifesini yerine getirmeliyiz. Malayani işlerle meşgul olmadan Sünnet-i seniyyeyi rehber ederek yaşamalıyız. Ta ki İslamiyetin güzelliği görülsün.

Fatma Aydın Demir

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*