“Bazı vakit olur bir dakika, bir saat ve belki bir gün, belki seneler kadar ve bir saat, bir sene, belki bir ömür kadar netice verir ve ehemmiyetli olur. Meselâ, bir dakikada şehit olan bir adam, bir velâyet kazanır.”
Bediüzzaman Said Nursi
O, Hz. Bilal’in (ra) İslamiyet kardeşiydi.
Resul-i Ekrem Medine’ye teşrif ettiğinde müşriklerin hareketlerini takip etme ihtiyacı duymuş ve bu görevi Ubeyd’e (ra) vermişti. Ubeyd (ra) de bu görevi hakkıyla yerine getirmişti.
Ve Ubeyd (ra), Bedir Savaşında şehit olmuştu;
Bedir savaşında müşrikler aralarında üç kişi seçerek Müslümanların karşısına çıkarmış, Müslümanlardan da üç kişi seçmelerini istemişlerdi. Savaş böyle başlayacaktı. Bunun üzerine Resul-i Ekrem’in parmakları üç tane sahabeye işaret etti;
Hz. Ali (ra), Hz. Hamza (ra) ve Hz. Ubeyd (ra)…
Ubeyd’in (ra) karşısında Utbe vardı. Utbe müşriklerin emiri idi. Ubeyd (ra) Utbe’yi devirmek için çok uğraşmıştı.
Nihayet ikisi de birbirlerine darbe indirip yere yığıldılar. Bunu gören sahabeler hemen Ubeyd’in yardımına koştu. Utbe’nin indirdiği darbe Ubeyd’in bacağına isabet etmiş ve bacağı kopmuştu.
Hz. Ubeyd’i (ra) hemen Resulullah’ın yanına götürdüler. Hz. Ubeyd’in bacağından kan fışkırıyor, son dakikalarını yaşıyordu. Böyle bir durumda iken Ubeyd (ra) Resul-i Ekrem’e: “Ya Resulallah, şehadet mertebesini kazandım mı?” diye sordu.
Resul-i Ekrem:
“Evet ya Ubeyd! O yüksek makama erdin” diye cevap verdi.
Ubeyd’i (ra) Safra namındaki yere defnettiler.
***
Bir gün Sahabiler Safra taraflarından geçerken çok güzel bir koku hissettiler. Ashaptan biri sordu:
“Ya Resulallah, güzel bir koku duyuyorum. Acaba nedir?”
Resul-i Ekrem (asm):
“Burada Hz. Ubeyd’in (ra) mezarı var. Bu koku onun tertemiz mezarına aittir” buyurdu.