Eğer biz doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan [diğer din mensuplarından İslâm’a] fevc fevc dahil olacaklardır.1
Kalplerindeki mühür sökülmüş, Allah’ın ayetlerini görebilmiş, sonradan İslâm’la şereflenenlerin, hidayet anlarını kendi ağızlarından dinleyelim:
Toprak gibi
“İslâmiyet’ten önceki hayatım adeta Cahiliyye Devri gibiydi. Gerçekten tam bir cehalet içindeydim. Hakikati bilmiyordum. İslâm hakkında çok az bilgi sahibiydim. İnsanlarla güzel ilişkiler ve dostluklar kuramıyordum ve bu beni rahatsız ediyordu. Ta ki masanın üzerinde bir araştırmaya rast gelene kadar. Rast geldiğim bu dokümana hızlı bir şekilde bakarken gözüm bir ayete takıldı. Ayet tüm insanların topraktan yaratılmasıyla ilgiliydi: “Ve O’nun âyetlerindendir ki, sizi topraktan yaratmıştır.” kendi kendime sordum: Neden hepimiz topraktan olmamıza rağmen insanlarla iyi geçinemiyorum? Bunun sebebi kendimle mağrur olmamdı. Bu ayeti okuduktan sonra kalbim mutmain oldu, huzurla doldu. Elhamdülillah.”
Japonya’daki Keio Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü Kamal Okuda, tek bir ayetten etkilenerek Müslüman olan kişilerden.
Fakirleri anlamak için
Ona “Niçin Ramazan’da oruç tutuyorsun? Bütün bunları yapmaktaki amacın ne?” dedim. Bana dedi ki: “Fakir olanların halini anlamak için Ramazan’da oruç tutuyorum.” Dünyada hiçbir şeyi olmayan ve belki de hiç olmayacak bir kadın bunu söylüyor. Hayatında sıkıntıdan başka bir şey görmemiş olan bu kadın, aç olan karnının şükrünü Allah’a sunmak için midesini boşaltıyordu. Nedir bu? O an dedim ki “Eğer İslâm buysa, ben de Müslüman olmak istiyorum.”
İngiltere eski başbakanı Tony Blair’in baldızı olan Lauren Booth, muhabirken gittiği Filistin’de kendisini iftar için evine davet eden bir kadınla arasında geçen konuşmayı ve Müslüman olmayı istediği o anı anlatıyor.
Artık özgürdüm!
O an adeta uçuyordum. Ruhum yükseliyor gibiydi. Dünyaya hizmet etme esaretinden kurtulmuştum, artık Allah’ın –dünyayı ve diğer her şeyi kontrol eden zatın- hizmetçisiydim. Bu nedenle çok çok özgür hissediyordum.
Önceden Cat Stevens olarak bilinen ünlü müzisyen Yusuf İslâm şehadet anını böyle anlatıyor.
Camideki ışıklar
İstanbul’a ilk gittiğimde Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret ettim. Ve adeta dehşete düştüm. Kilise ve camiler arasındaki fark beni hayrete düşürmüştü. Çünkü Bizans kiliseleri kapalıdır, içeriye çok az ışık girer ve heykellerle doludur. Güzeldirler ama ışık yoktur onlarda. Sultan Ahmet’i gördüğümde ise ışıkla doluydu ve heykeller yoktu. Işık her mekanı dolduruyordu ve büyük bir maneviyat hissediliyordu. Sonra namaz kılan insanları gördüm ve çok etkilendim. Çünkü mükemmel bir huzur içinde ibadet ediyorlardı.
İslâm’ı seçtikten sonra yeteneğini ve çalışmalarını İslâm’a hizmet için kullanan İspanyol ressam Rashid Rojas İslâm mimarisinin kendisini nasıl etkilediğini böyle anlatıyor.
Kur’ân sanki bana yazılmış gibiydi
İşler değişmeye başlamıştı. Kariyerimle ilgili bazı problemler çıkmaya başladı. İnsanlarla ilişkilerimde problemler çıkmaya başlamıştı, kalbim de farklı hissetmeye başladı. Müzik dünyasında işler kötü gitmeye başlayınca, dünya noktasında değil çünkü dünyevi açıdan işler oldukça iyiydi. Ama kalben kendimi gittikçe daha boş ve depresif hissediyordum. Bir gün bu öyle bir noktaya geldi ki, gerçekten delireceğimi düşündüm. Ve Tanrı’yı düşündüğümü hatırlıyorum. O zaman hayatımda çok fazla günah vardı. Ve şöyle dedim: “Eğer bana şu anda yardım edersen üç hafta boyunca tüm günahlarımı terk edeceğim.” Bu Allah’la yaptığım anlaşmaydı. O gün Kur’ân’ı açtım ve adeta bir mucize gibi, okuduğum ilk ayet “Doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var.” Mucize gibiydi. Çünkü çaresizdim. Nereye gideceğimi, ne tarafa döneceğimi bilmiyordum. İstediğim son şey dindi. Ben dünyayı istiyordum. Sanki bu ayet sadece bana yazılmış, bana özelmiş gibiydi.
Dünyadaki en ünlü kayıt şirketlerinden biri olan Motown Records’da müzikle ilgilenmiş ve Stevie Wonder gibi ünlü bir şarkıcıyla çalışmış olan Rahim Jung, kalben hissettiği boşluğu ancak İslâm ile doldurmayı başarmış.
Dipnot: 1.Tarihçe-i Hayat – Birinci Kısım
Çeviri: Emine Sultan Çakır