Evlilikte uyum ve eş tercihlerindeki hassas ölçüleri, Psk. ve Aile Danışmanı Nuray Baştan Aydın ile konuştuk. İstifadeye medar olması duasıyla…
Evlilik, insanın dünyasını, kimyasını değiştiren bir olay. Buradan başlayalım, buyurun.
Bu son derece önemli bir konu. Evlilik iki insanın duygusal bağını, resmi ve hukuksal bir temele taşımasıdır. Aynı zamanda ilk yaratılışta kadın ve erkek birbirini tamamlayıcı olarak yaratılmıştır. İnsanların belli bir olgunluktan sonra, evliliğe adım atmaları, yaradılışa uygun bir tutumdur. Kaldı ki Rum Suresinde “Yine O’nun âyetlerindendir ki, size hemcinslerinizden kendilerine ısınacağınız, eşler yaratmış, aranıza muhabbet ve merhamet vermiştir.” denir. Evlilik insanın doğasında da var olan, dinimizde de tavsiye edilen bir kurum, müessese. İyi bir evlilik yapmak, tabi ki herkesin isteği ve talebi. Hiç şüphesiz herkes çok mutlu olmak ve hayatının sonuna kadar, aynı kişiyle yaşamak niyetiyle evlenir. İyi bir evlilik aynı zamanda gelecek kuşakların yetiştirilmesi için de son derece önemlidir. Bunun da göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Eş seçiminde öncelikli olarak, kişinin kendisini tanıması/ farkındalığı önemi bir nokta.
Evliliklerde yaşanan problemlere baktığımız zaman, -danışanlarımdan yola çıkarak söyleyecek olursam- bir uyum probleminden bahsedebiliriz. Aslında iki insan, tek tek değerlendirdiği zaman, bir problem yok, iki iyi karakterler. Ama birbirlerini tercih etmeleri noktasında bir yanılma söz konusu. Bu yüzden öncelikle her iki kişinin de, kendi kişiliğini, yönelimlerini, ihtiyaçlarını belirlemesi gerekiyor. Ben nasıl bir karakterim ve benim evlilikten beklentim ne? Ben hangi insanla birlikte olursam mutluluğu yakalayabilirim ve karşımdaki insanın karakteri nasıl? Bu insan evlendiğim zaman bana gerçekten mutluluğu yaşatabilecek mi? O uyumu sağlayabilecek miyiz? Bu soruların cevabı elbette ki çok önemli. Çünkü eğer siz evlilikte kriterlerinizi, sadece ‘ben karşımdaki insanda şunları şunları arıyorum, bekliyorum’ şeklinde nitelerseniz, burada kendi beklentileriniz ve uyumunuzu ıskalamış olursunuz. Günümüzde gençler toz pembe hayallerle, çoğu zaman da gerçekçi olmayan beklentilerle, evliliğe adım atıyorlar. Bazen fiziksel görünüş dikkate alınıyor. Bazen de ilk etapta, hissettiği duygularla hareket edildiğinde, yanlış kararlar verildiğini ve sonrasında, çok kısa sürede problemlerin baş gösterdiğini görüyoruz. Ülkemizde de yapılan araştırmalar gösteriyor ki, eş seçiminde insanlar ne yazık ki yeterli araştırma yapmadan, kendini doğru tanımadan, -ki bence en önemlisi bu- ardında karşı tarafı iyi tanımadan hızlı karar veriyor. Herkesin olmazsa olmaz, kırmızı çizgileri olması gerekiyor evlilikte. Bunu çok önemsiyorum ben. Diyelim ki, sizin olmazsa olmazınız, eşinizin dinî yapısının sizinle örtüşmesi, aynı çizgiden bakıyor olmanız iken bu bir diğeri için eğitim seviyelerinin denk olması olabiliyor. O yüzden kendinizi tanıyıp, kriterlerinizi, olmazsa olmazınızı ve kırmızı çizgileriniz belirlemeniz çok önemli. Çünkü kendinizi tanığınız ölçüde, ölçüleriniz ve çizgileriniz oluşur ve eş seçimini de buna göre yaparsınız.
Kişisel uyum
Evlilikte kişisel uyum çok önemli. Danışanlarımızdan yola çıkarak söyleyeceğim, kadınların en büyük serzenişi, ‘eşimle hiç konuşamıyoruz, bir paylaşımımız yok.’ Evlilikte insanın eşiyle konuşabilmesi çok önemlidir. Çünkü malumunuz insanlar konuşarak anlaşırlar. Sadece dış görünüşe, hayat şartlarına, yaşam tarzına göre bir evlilik yaptığınız takdirde, aynı eve girdiğinizde, konuşamadığınızı fark ettiğiniz an, problem başlayabiliyor. Diyelim ki siz çok sosyal, paylaşımı seven bir insansanız, konuşmayı tercih etmeyen bir insanla evlendiğiniz zaman, bir uyumsuzluk ortaya çıkıyor. O yüzden her şey ilk önce kendimizi tanıyarak evlenmekten başlıyor diyebiliriz.
Ruhî denklik
Bazen ‘evlen, sonra alışırsın’ denir. Ama biz evliliklerde görüyoruz ki, karşıdaki kişiden pozitif anlamda bir etkileşim almadan evlenildiğinde bu öfkeye dönüşebiliyor. O yüzden bütün kriterlerin yanı sıra, karşımızdaki kişide ruhî bir uyum aramak gerekiyor. Eğer daha ilk andan itibaren aranızda hiçbir uyum oluşmamışsa, dikkatli olmak lazım.
Evlilikte, eğitim noktasındaki denklik, gençler için çok önemli!
Şimdilerde, özellikle de gençler arasında, eğitim faktörü çok ciddi bir problem teşkil edebiliyor. Çünkü eğitim de denklik çok önemli bir nokta. Yapılan araştırmalarda eğitim düzeyindeki denge ile evlilikteki mutluluk arasında çok yakın bir ilişki olduğu ortaya konulmuş. Mesela aralarında aşırı eğitim farkı olan çiftlerin, birçok konuda olduğu gibi özellikle iletişim kurma konusunda, problem yaşadıkları ortaya çıkmış. Neden? Çünkü eğitim düzeyi yüksek olan eş, bilgisizlik ve cehalet karşısında kırıcı olabiliyor. Eğitimdeki denksizlik durumu, aşağılanma sebebi olarak kullanılabiliyor. ‘Sen anlamazsın ki, nereden bileceksin?’ şeklinde diğer eş itibarsızlaştırılıp, değersizleştirilebiliyor. Özellikle erkeklerin eğitim seviyesinin, kadından daha düşük olduğu zamanlarda, bu problem çok daha fazla yaşanıyor. Çünkü erkek ciddi bir kompleks duygusuna kapılıp, bunu ev içerisinde farklı şekillerde eşine yansıtabiliyor. O yüzden evlilikte eğitim denkliğini de mutlaka kriterler arasındayer alması gerektiğini düşünüyorum. Genelde bir problem değilmiş gibi düşünülüyor. Ama aynı evin içerisine girdiğiniz zaman, bunun ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyorsunuz.
Ekonomik denklik
Rızkı veren şüphesiz ki Allah. İnsanlar da kendilerine taahhüt edilen rızka ulaşmak için çalışırlar. Bu temel bilgiler evlilik kurumu için de önemli. Helâl dairede çalışıp, haram lokma yememek bizim bu noktada mihengimiz olmalı. Kişinin kendini tanıyor olması, burada da önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Eğer siz maddî anlamda çok rahat bir hayat sürmüşseniz ve aynı konfordan vazgeçemeyecekseniz, eş tercihinizi buna yakın yapmanızda fayda var. Biz ‘Bekârken rahat bir yaşam standardında yaşıyordum. Evlendikten sonra buna uyum sağlarım diye düşündüm ama yapamıyorum.’ diyen, bu noktada çok ciddi sıkıntılar yaşayan danışanlar görüyoruz. Bu esasında bir kriter değildir. Çünkü bizim için helal dairede kazanç önemlidir. Ama bu noktada kırmızı çizgisi olanlar için söylüyorum, baştan bunları konuşmanız lazım. Siz bu yaşam standardında mutlu yaşayabilir misiniz? Bu göz ardı edilen ama ne yazık ki sonrasında insanın karşısına çıkan bir şey olabiliyor. Bunun altını çizmekte fayda var diye düşünüyorum.
Kültürel denklik
Biz kültürel kodlarla yaşayan bir toplumuz. Evlilik konusunda Doğu ile Batı arasında kültürel farklılık oldukça fazla. Evlenirken pek çok insan bunu düşünmüyor. Ama evlendikten sonra aile faktörü işin içine girince, işin rengi de biraz değişiyor. Siz onun ailesine, o da sizin ailenize girmiş oluyor. O yüzden gençler lütfen buna da dikkat etsin. ‘Ben bu insanla kültürel anlamda uzlaşabilir miyim?’ Bu noktada kritik bir sorudur. Bu söylediklerimizden sadece benzer kültürdeki kişilerle evlensin gibi bir algı da çıkmasın. Siz kendinizi iyi tanıyorsanız, farklı kültürlere geçişte zorlanmayacaksanız, bu hiç problem değil. Aksine bir güzelliktir. Ama kendi kültürünüzün dışındaki bir kültüre karşı direnciniz varsa buna dikkat etmek gerekiyor. Evlilikte altın değerinde olan ‘orta nokta’ diye bir şey vardır. Bu ne demektir? Her iki tarafın da, alışkanlıklarından belli oranda taviz vererek, birer adımla diğerine yaklaşmasıdır. Bu farklılıkları da ortadan kaldırır. İşte bunu yakalayabilmek çok önemli bir şey. Eğer bunu yakalayabiliyorsanız, farklı kültürler bir zenginliktir.
İnanç denkliği
Efendimizin (asm) evleneceklere en büyük tavsiyesi, dindar eşler seçmek noktasındadır. Eğer bu bizim için hayatî bir kriterse, -ki öyle olmalı- bunu mutlaka karşı tarafta sorgulamak gerek. Hem erkek, hem kadın için ‘evleneyim ileride düzelir, namazını kılar, birbirimize uyum sağlarız’ gibi bir düşünce hakim oluyor. Ama bu her zaman böyle olmuyor. Ayet-i kerime var, Cenab-ı Hak diyor ki; “Sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin. Ancak Allah dilediğine hidayet verir. Doğru yolda olanları en iyi bilen de O’dur.” Buna çok inanan bir insanım. ‘İleride olur’ dediğiniz bir konu, çiftler arasında çok ciddi problemlere sebebiyet verebiliyor. O yüzden yaşam tarzı, ideolojiler, hayata bakış açısı çok önemli konulardan bir diğeri.
Yaş faktörü
Evliliklerdeki ciddi yaş farklılıkları, bir kuşak farkı oluşturması bakımından problem teşkil edebiliyor. İdeal yaş farkı dediğimiz şey sabit değildir. Kadın da birkaç yaş büyük olabilir, ama tavsiye edilen, erkeğin büyük olmasıdır.
Özenti evlilikler
Evlilik doğru zamanda, doğru kişiyle yapılacak bir şeydir. ‘Herkes evlendi, ben evlenemedim, evlenmem gerekiyor’ cümlelerini kadınlarda çok fazla görebiliyoruz. Bu da bazen acele ve yanlış kararlara sebebiyet verebiliyor. Biz evlilik danışmanlığı yapanlar karşımızdaki kişide şunusorguluyoruz; ‘Gerçekten evlenmek istiyor musunuz, buna hazır mısınız, bu olgunluğa eriştiğinizi düşünüyor musunuz yoksa evlenmek için mi evleniyorsunuz?’ Evliliğin bir kaçış olarak görülmemesi gerekiyor. ‘Evde çok huzursuzum, bunun için evlenip kurtulayım.’ diye düşünüp ‘keşke evlenmeseydim, daha iyiydi’ diyen çok insanla karşılaşıyoruz.
Beden ve ruh sağlığınızla ilgili özel bir durum varsa mutlaka paylaşın!
Bir de pek çok kişinin ıskaladığı bir konu var. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Kişinin beden sağlığı, ruh sağlığı, psikolojik durumuyla ilgili özel bir şeyi varsa, bunun mutlaka karşı tarafla paylaşılması gerekiyor. Ruh sağlığımız bozulmuş ve bir tanı konulmuş olabilir. Fizyolojik rahatsızlıklarımız da olabilir, bu bir eksiklik değildir. Ama etik olarak bunun paylaşılması, evlilik kurumunun selameti için çok önemli. Diyelim ki kişi panik atak ya da kalp hastası, belki de karşı taraf bununla baş edecek kadar güçlü olmayabilir. Böyle bir durumla karşılaşmak istemeyebilir. Sıhhat Allah’tandır ve bir eksiklik değil, imtihandır. Ama etik olarak yapmamız gereken şey, karşımızdaki kişi ile bunu açıkça paylaşmak, şeffaf olmaktır.
Çok önemli detaylar paylaştınız, son cümlelerinizi alalım.
Dört dörtlük kimse yoktur, ne siz, ne de eş adayınız. Lütfen karşınıza çıkan insanı bir masal kahramanı olarak düşünmeyin. Onun da sizin de eksikleriniz var. Evlilik için olmazsa olmaz kriterlerinizi muhakkak belirleyin bu birincisi. İkincisi ise ilk önce kendinizi sonra karşınızdakini çok iyi tanıyın. Beklentilerinizi çok iyi masaya yatırın. Bunun sonrasında en sağlıklı kararı vermeye çalışın ve mutlaka üçüncü bir göze de danışın. Bu bir uzman da olabilir, çok güvendiğiniz biri de olabilir. O üçüncü gözden, evlenmeyi düşündüğünüz kişi hakkında bilgi edinin. Çünkü, evlilik beklentilerinin, kuşkusuz en büyüğü, eşlerin ortak mutlu ve uyumlu bir yaşam sürdürmek istemesi. Herkes bunun için uğraşıyor, çaba sarf ediyor. Ama bunu yakalamak için de en başta önlem almak gerekiyor. Bunu yaptığınızda zaten uyum içerisinde başladığınızda evlilik, Allah’ın izniyle uyumlu şekilde gidiyor. Ama baştan o uyumu yakalayamadığınızda, böyle bir evlilik içinde bir çocuk yetiştirmek durumunda kalıyorsunuz. Siz sadece karı-koca olmuyorsunuz, ebeveyn oluyorsunuz, bir nesil yetiştiriyorsunuz. Sağlıksız bir ortamda yetişen çocuklar ne yazık ki, ruh sağlığı açısından da sağlıksız oluyor. Onlar da yarınlar için bir nesil yetiştirecek. O yüzden evlenmeden önce gençlerin, bilhassa anne, babaların bu denkliklere azami dikkat etmesini tavsiye ediyorum. İstediğiniz önlemi alın, bazen de evlilik imtihanımız oluyor şüphesiz. Ama burada bize düşen sağlıklı evlilikler için tedbir almak. Son olarak şunu da ifade etmek isterim ki, evlilik çok kısa bir sürede verilebilecek bir karar değil. Umarım herkes bu noktada doğru kararlar verir. Doğru evlilikler oluşsun, doğru nesiller yetişsin ve toplumumuz daha sağlıklı bireylerden oluşsun diye ümit ediyorum.