Röportaj Çocuk Eğitimi

Esma-i Hüsna ile çocuk terbiyesi

İyi bir terbiye, çocukların aile üzerindeki önemli haklarından biridir. Anne ve baba çocuğuna iyi terbiyeden daha güzel hiçbir şey veremez. Bu noktada küçük yaşlarda verilen dini eğitimin yeri büyüktür. Bununla birlikte Allah’ın en güzel ve özel isimleri olan Esmai-i Hüsna da eğitim için güzel bir metottur. Esma-i Hüsna ile çocuk terbiyesi kitabı yazarı Ayşegül Akakuş Akgün ile çocuk terbiyesi üzerine konuştuk. İstifadeniz bol olsun.

Çocuk terbiyesinde din eğitiminin yeri nedir?

Esma-i Hüsna ile çocuk terbiyesi kitabını yazarken, çok çeşitli kaynaklardan bilgilere ulaşıp ilginç tespitlerle karşılaşmıştım. Ben araştırmada derinleştikçe “terbiye” konusunun ehemmiyeti artıyordu. Fakat ilginç olan bir başka nokta daha vardı ki, o da beraberinde dinî inancın yapılanması gerektiği idi. “İnsanın terbiyesi” konusunu dinî eğitimden ayrı tutamıyorduk. Yani “çocuğu küçükken terbiye edelim, daha sonra büyüdüğünde dinî eğitimini de veririz” gibi bir anlayışın asla doğru olmadığı gerçeği karşımıza çıkıyordu. Çocuk psikolojisi alanında yapılan araştırmalar çocukta, doğal bir din istidadı olduğunu ve 4 yaşın, dine olan ilginin altın çağı olduğunu göstermektedir. Dikkat ederseniz peş peşe sordukları meraklı soruları bu yaşta fazlasıyla artar. “Ben nereden geldim? Nasıl doğdum?” gibi soruları aslında çocuğun kendi varlığına ve yaratıcısına ait merakını içerir. Tam da bu noktada çocuğun yaratıcısını bilmek ihtiyacı karşılanmalıdır. Çocukta din eğitimi denildiğinde yaratıcısını tanımayla başlaması onu sevmesi, dinî eğitimin ilk adımı olacaktır. Din eğitimi insan varlığının bütünü ile ilgilenir. İnsanın hayatının tamamında yeri vardır. İnsanın yeryüzündeki manasını ve Allah’ın onu ne için yarattığını inceler. İnsandaki din eğitiminin fıtrî amacını çocuk hisseder ve tüm sorularının cevabını burada bulur. Okul öncesi çağda alacağı doğru cevaplarla aslında ileriki yaşantısını düzene koyar. Yani aslında toplumumuzda alışıla gelmiş olduğu gibi çocukta din eğitimi, sadece yaz tatillerine sıkıştırılmış olan elif cüzü öğrenimi demek değildir.

Peki bu noktada Allah inancı çocuğa ne kazandırır?

Bir yaratıcıya iman etmek, çocuğun saf ve temiz ruhunda yüksek duyguların, fedakarlığın, diğergamlığın, karşılıksız sevmenin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Çocuktaki Allah’ın varlığına olan inanç, onu her zaman gören duyan ve koruyan bir varlığın kendisiyle birlikte olduğunu bilmeyi kazandırır. Dolayısıyla bir sahibi olduğu düşüncesi ona daima güven verir. Küçük bir çocuk en çok anne ve babasına güvenir öyle değil mi? Allah inancı, ailesinin dışında daha geniş anlamda bir güven hissi verir. Üstün bir güç tarafından sürekli korunduğunu, her an kendisini duymaya ve görmeye hazır bir varlığın olduğunu bilmesi, ileriki yaşamında da gelecek endişesi taşımayan özgüvenli sağlam karakterli bir insan ortaya çıkaracaktır. Bir önceki soruyla bağlayacak olursak dinî inancı çocuğun ruhuna yerleştirememiş bir terbiye-eğitim sistemi, yaşamın amacını doğru öğretemeyecek demektir. Kendini ve ruhunu güvende hissedemeyen çocuk, kendisini keşfetme konusunda güçsüz düşüp çabuk vazgeçen güvensiz bir tavır içerisinde olacaktır. Çocuk genel anlamda hayatı sevme ile ilgili problemler yaşayabilir hayata karşı sorduğu sorulara dine dayanmayan bir fikir yapısıyla cevaplar arayacak fakat bulduğu cevapların hiçbirinden tatmin olamayacağı için huzursuz olacaktır. Zaman zaman erişkinlerin “ne yaparsam yapayım içimdeki boşluğu dolduramıyorum!” dediklerini duyarız ya, işte o boşluk tam da bu boşluktur. Zamanında yaratıcısı kendisine tanıtılmamış ve Allah inancı oturtulmamış olan kişiler, boşluk ve huzursuzluk hali gözlemlenir. Doğru bir Allah inancı, hiç şüphesiz çocuğun yaşı ilerledikçe beraberinde dini eğitimi de getirecektir. Bu da çocuğa belli alışkanlıklar ve disiplin kazandıracaktır.

Çocuklara kazandırılması gereken alışkanlıklar nelerdir?

Farabi’ye göre çocuk eğitiminin altın kurallarından biri ona iyi alışkanlıklar kazandırmak ve davranış eğitimi vermektir. Bu kazanılması zor bir şey gibi görünse de çocukta merak uyandırarak ve ona heyecan hissettirerek kolaylaşabilir. Gazali’ye göre de, çocuğa “düşünme”yi öğretmek çok önemlidir. Yapacağı işlerde düşünerek hareket etmeyi bilmesi ona doğru kararlar aldırır. Bildiğiniz üzere Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette geçer: “Akletmez misiniz, hiç düşünmez misiniz?” diye. Zaman içinde tefekkür etme alışkanlığı kazanan kişi, yaşantısını olumlu yönde değiştirecektir. Bana göre de yaşı ilerledikçe çocuğa kazandırılması gereken en önemli şey “zaman yönetimi”dir. Zamanını doğru kullanmayı bilen çocuk plânlı programlı hareket etmeye alışır. Önce okul başarısında daha sonra iş hayatında çok önemli bir kazanım sağlar. Alışkanlık kazandırmada anne babalar en çok yemek yeme temizlik uyku ve konuşma adabı konularına öncelik vermeliler. Bu konularda doğru alışkanlıklar edinen çocuklar ileride ibadet alışkanlığını da kolay kazanırlar. Örneğin her sabah elini yüzünü yıkama alışkanlığı olan bir çocuğa abdest almak zor gelmeyecektir. Doğru bir uyku alışkanlığı olan bir çocuğa ileride sabah namazına uyanmak zor gelmeyecektir. Bu arada taharet eğitimi de çok önemlidir onu da unutmayalım!

Son olarak Esmaül Hüsna ile çocuk terbiyesi nasıl olmalıdır?

Çocuk terbiyesinin ve eğitiminin tek bir yol ve yöntemi yoktur elbette. Bu durumda çocuklar illaki Esma-i Hüsna ile terbiye edilmek zorundadır diye bir şey de söyleyemeyiz. Birçok yolu vardır kitapta da bahsettiğim gibi Peygamber Efendimizin (asm) sünnetini uygulayarak terbiye metodu imanın şartlarını öğreterek terbiye metodu ve benzeri…. Lakin Allah’ın (cc) isimleri en güzelidir. O halde Esma-i Hüsna ile terbiye yöntemi de en güzellerden biridir. Şöyle ki, her bir esma’nın anlamına göre güzelleştireceğimiz çocuklarımız olabilir. Hoşnut olmadığımız davranışların etkisini azaltabileceğimiz esmalarımız da var. Kendi üzerimizde veya çocuğumuzun üzerinde bizim okumalarımıza göre tecelli ederler. “Ya Vedud” ile sevgi dolu çocuklar yetiştirebiliriz. “Ya Halim” ile daha sakin çocuklar yetiştirebiliriz. “Ya Gafur” ile daha affedici olabiliriz. “Ya Mümin” ile sözünde duran güvenilir çocuklar yetiştirebiliriz. “Ya Ganiy” diyerek cömert ve paylaşmayı bilen olabiliriz. “Ya Alim” diyerek ilime ve bilime meraklı çocuklar yetiştirebiliriz. Ve son bir tane daha söyleyeyim: “Ya Sabur” diyerek daha tahammüllü ve sabırlı anneler olabiliriz.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*