Gün içinde belki yoğunluktan, belki de kilo verme düşüncesiyle kendimizi uzun süre aç bırakıyoruz. Uzun açlık yaşayan vücut kilo kaybı yerine metabolizmayı uyku durumuna getirir. Enerji alamadığı için enerji yakamaz da. Bilinenin aksine aç kalmak, düşük kalorili diyetleri uzun süreli yapmak yağ kaybına neden olmaz. Maalesef kas ve su kaybetmemize sebep olur. Yağ yakımının gerçekleşebilmesi adına vücuda belli aralıklarda besin vermeliyiz. Bu besinlerin hem içerikleri doğru olmalı hem de miktarları. Bireysel diyet planında biz beslenme uzmanları olarak kişinin metabolizmasına, fiziksel aktivitesine, alışkanlıklarına göre ilerlemekteyiz. Bu planda kişinin hangi saat aralığında ne yediği ve hangi miktarda tükettiği yağ yakımı metabolizması için önemli noktalardan biri.
Yoğun çalışma hayatı ve koşturmadan öğün saatlerine dikkat edemeyen kişi sayısı çok fazla. Kahvaltı sonrası gün içinde hiçbir şey tüketmeyen birey 7-8 saat açlık sonunda maalesef ne bulursa yeme moduna giriyor. Haklı, çünkü artık kan şekeri çok düşmüş, yorgunluk ve halsizlik başlamış, sinirlilik, öfke ve tahammülsüzlük yaşıyor. Bu gibi anlarda beden en yakın basit şekere doğru koşar. Bizi hızlı bir şekilde toparlayacak, kan şekerimizi düzeltecek bir besin ararız ve bulduğumuzda da hızlıca tüketiriz. Tüm gün kendini aç bırakarak diyette olduğunu sanan beden yenik düşmüş hisseder ve bütün diyetin boşa gittiğini düşünür.
Bu iki açıdan da yanlış bir bakış açısı. Birincisi yağ yakımına destek olabilmek adına beslenme uzmanınız tarafından belirlenen ve size en uygun olan saat dilimlerinde öğünlerinizi tamamlamalısınız. Burada uzun süreli açlıkta vücut kıtlık metabolizmasına girer ve bir sonraki öğünü yağ olarak depolar. Ertesi gün yine o saat aralığında aç kalacağını bildiği için enerji ihtiyacını karşılamak adına bu reaksiyonu gösterir. Bir diğer yanlış da ana öğün saatleri arasında yaptığımız bu kontrolsüz atıştırmalıklar. Burada her an beslenmek yerine vücudu belli saat aralıklarında hazmetmesi için bırakırız. Yağ yakımı gerçekleşmesi için vücut depo yağlara yönelecekken ayak üstü atıştırdığımız kalorisi az dahi olsa bu besinler enerji için kullanılır ve depo yağlar yine yerinde kalır.
Vücut hiçbir zaman zor yolu seçmez, kolay ve açıkta olan enerjiyi kullanır. Aynı zamanda biz 1 atıştırmalık yapsak dahi vücut ardından yemek gelecekmiş gibi örneğin 10 insülin salgılar ve vücutta besin olmamasına rağmen insülin yükselmiş olur. Bu da ansızın kan şekerinin düşmesine sonra daha kalorili bir başka karbonhidrat kaynağına yönelmemize sebep olur. Bu da yine porsiyon kontrolü yapamamamıza ve önü alınamaz basit karbonhidrat tüketimi bağımlılığına sebep olur.
Burada etkili olan yöntem doğru içerikteki besini doğru miktar ve zamanda tüketmektir. Aksi takdirde bu durum hem kilonun takılı kalmasına hem de kilo artışına yol açar. Bu noktayı prensip haline getirmek esastır. Yani ne kontrolsüz uzun açlıklar, ne de kontrolsüz atıştırmalıklar. ☺
Diyetisyen Nurbahar Salihoğlu