1893 yılında Barla’ya bağlı Bedre köyünde dünyaya gelen Sabri Efendi, âlim bir zat olup uzun süre bu köyde imamlık yapmıştır. Bediüzzaman Said Nursî’ye talebe olup, onun mukaddes dâvâsına hizmetkâr olan bahtiyar insanlardandır. 1943 senesinde Bediüzzaman’la birlikte Denizli’de dokuz ay hapis yatan Sabri Efendi için lâhika mektuplarında çeşitli iltifatlar ve takdirkâr cümleler bulunmaktadır. Risale-i Nur’ların okuyucuyla buluşmasında uzun yolculuklar yaparak bir nevi santrallik vazifesi gördüğü için Risale-i Nur’da “Santral Sabri”, “Hulusi-i sâni Sabri”, “Nur iskele memuru Sabri”, “Risâle-i Nur’un kaptanı Sabri”, “Nur iskelesi nazırı Sabri”, “Hoca Sabri” ve “Sıddık Sabri” gibi unvanlarla anılır. Ölünceye kadar da bu görevini devam ettirmiştir.
Ulaşımsız bir zamanda ulaştıran olmak
O tarihlerde Nur Talebelerinin her şeyleri yakın takipte olduğu için devletin posta hizmetlerinden yararlanmak çok zordu. Baskınlar devam ediyordu. Sabri Efendi karşılaştığı sayısız engellere rağmen Üstad’dan gelen tashih edilmiş ilk nüshaları İslâmköy’de bulunan Hafız Ali’ye ve Eğirdir’de görev yapan Yüzbaşı Hulusi Bey’e en kısa zamanda ulaştırırdı. Onlar da çoğaltarak “Nur postaları” adını verdikleri habercilerle diğer yerlere gönderirlerdi. Bu, onun santrallik vazifesiydi.
Kara ulaşımı da henüz yetersiz olduğundan Eğirdir Gölü sahillerinde her köyün, nahiye ve kazalarının iskeleleri vardı. Aradaki ulaşım göl üzerinden sağlanırdı. Bedre, İlama ve Barla iskeleleri birbirini takip ederek sahil boyunca uzanırdı. Sabri Efendi, bulunduğu Bedre Köyünde “Nur iskele memuru” olarak da vazifesini yapıyordu. Risâle-i Nur’u Bedre iskelesinden diğer köylere tevzî ederdi. Sadakat ve bağlılığının bir nişanesi olarak Bediüzzaman kendisine “Sıddık Sabri” unvanını vermişti.
Sabri Efendi, Bediüzzaman Kastamonu’ya sürgün edildikten sonra da santrallik görevini eski hızıyla sürdürmeye devam etmiştir. Şöyle ki: Kastamonu’dan Isparta’ya gönderilen mektup ve risâleler önce Eğirdir yoluyla ona gelir, o da kar-kış demeden, bunların bir nüshasını İslâmköy’ünde bulunan Hafız Ali’ye ulaştırırdı.
Bediüzzamanla olan yakınlığı
Bediüzzaman Sabri Efendi’nin kendisiyle akrabalık derecesinde bir yakınlığı olduğunu da hissetmiş ve bunu şu şekilde ifade etmiştir: “…fıtraten bende mevcut has bir nişan var; bütün gezdiğim yerde kimsede görmedim. Sabri’de aynı nişan-ı fıtrî var. Bütün talebelerim içinde, karabet-i nesliyeden daha ziyade bir karabet kendinde hissetmiş. Ve şu havâlide en az ümid ettiğim ve o da geç uyandığı halde en ileri gittiği bir işarettir ki, o da bir Hulûsi-i Sânîdir, müntehaptır. Cenâb-ı Hak tarafından bana talebe ve hizmet-i Kur’ân’da arkadaş tayin edilmiştir.”1 Fıtraten mevcut olan nişan da bir başka mektupta şöyle açıklanır:
“Senin cisminde (ayağında) kardeşliğimin sikkesini gördüğüm zaman bir hiss-i kablelvukuyla kalbime geldi: Bu zat mühim bir vakitte bana çok ehemmiyetli bir kardeşlik edecek. Ve muvaffak oldun, yaptın. Allah senden ebeden razı olsun.”2
“Saff-ı evvel” ve “Barla Sıddıkları” denilen Nurun Kahramanlarından olan Sabri Efendi sadece Bedre’de kalmamış, fırsat buldukça yakın köylere de gitmiştir. 20 Şubat 1954 tarihinde Eğirdir’in Pazar köyünden kendi köyüne dönerken, bindiği kamyonun devrilmesiyle beyin kanaması geçirmiş ve Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bediüzzaman, Sabri Efendinin cenazesine bizzat iştirak etmiştir. Bedre köyünün mezarlığında medfun Sabri Efendi’nin mezar taşında şunlar yazılıdır:
“Gel nazar kıl mezarımın taşına
Âkil isen aklını al başına.
Ben de bir dem sürdüm sefa cihanda
Akıbet bak, taş diktiler başıma.”
Nur Talebeleri bir fabrikanın çarkları gibi birbirleriyle uyumlu çalışmışlar ve risâlelerin bizlere kadar ulaşmalarına—Allah’ın yardımı ile—vesile olmuşlardır. Sabri Efendi gibi mübarek zatların en zor şartlar altındaki hizmetleri sayesinde, bugün Risale-i Nur’lar iman ve irfan ufkumuzu güneşler gibi aydınlatmaktadır. Onlar Nurları kendilerine rehber yapmışlar ve istikametten ayrılmamışlardır. Bugün dünya Risâle-i Nur’ları okuyorsa, o mübarek insanların hizmetteki katkılarını göz ardı edemeyiz.
Kaynak:
http://www.yeniasya.com.tr/enstitu
Dipnotlar:
1. Barla Lahikası
2. Kastamonu Lahikası