Sağlık, insan yaşamının sürdürülmesinde, yaşam kalitesinin yükseltilmesinde ve korunmasında önemli ve ayrıcalıklı bir yere sahiptir.Sağlığın korunması ve geliştirilmesi öncelikle kişinin sağlık bilincini geliştirmesi ile mümkündür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığın tanımını, “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, beden, ruh ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” olarak yapmıştır.Buradan da anlaşılacağı üzere mevcut sağlık durumunu her açıdan korumak da sağlıklı yaşam için elzemdir.
Sağlığı korumada koruyucu sağlık
Mevcut sağlık durumunu koruyucu sağlık hizmetleri ile korumak mümkün olmaktadır.Koruyucu sağlık, bir hastalığı önlemek, herhangi bir sağlık sorununun erken teşhisini sağlamak ve hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmak için yapılan eylemlerinin tümünü kapsamaktadır. Günümüzde koruyucu sağlık 3 ana başlıkta incelenmektedir. Bunlar birincil, ikincil ve üçüncül koruma olarak adlandırılmaktadır. Birincil koruma, bir hastalığın sağlık üzerinde etkileri ortaya çıkmadan önce müdahale edilmesininamaçlandığı koruma şeklidir. Yetersiz beslenme ya da sigara kullanımı gibi riskli davranışların değiştirilmesi vb. birincil korumadır.Bu koruma şeklinde mevcut sağlık durumunun korunmasını ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.Sağlık bilincinin oluşmasında bu koruma önemli bir yere sahiptir. Bu kapsamda koruyucu sağlık hizmetleri de kişinin sağlığını korumaya yönelik önemli hizmetlerden biridir. Kişisel hijyen, bağışıklama, anne-çocuk sağlığı, aile planlaması gibi çalışmalar kişiye yönelik koruyucu hizmetleri oluşturmaktadır. Bunun yanında yeterli ve temiz içme suyuna ulaşımın sağlanması, besin ve konut hijyeni, radyasyonla mücadele gibi çalışmalar çevreye yönelik koruyucu hizmetlerin içeriğini oluşturmaktadır.
Sağlıklı yaşam için WHO’dan tavsiyeler
Dünya Sağlık Örgütü(WHO), azalan kaynaklar, iklim değişikliği, salgın hastalıklarvb. değişen dünya düzenini göz önüne alarak belirli periyotlarla sağlık yaşam için bazı önemli ipuçlarını yayınlamıştır. Bunlar; dengeli beslenme, tuz ve şeker alımını azaltma, zararlı yağlardan uzak durma, fiziksel aktivite, güvenli su tüketimi, gereksiz antibiyotik kullanımın önlenmesi, elleri sık sık yıkama, sosyal yaşantıya gerekli zamanı ayırma, içine kapanmama şeklinde sıralanabilir.
Sosyal yönden tam iyilik hali
WHO, gerek sağlığın tanımında gerekse verilen ipuçlarında da sosyal yönden tam iyilik halinin sağlanmasının üzerinde durmuştur. Çoğu insan bedensel bir hastalık durumunda sağlık halinin bozulduğunu düşünürken, sosyal yönden sorunlar yaşayan bir kişi bu durumu sağlık halinin bozulması olarak düşünmemektedir. Ve çoğu zaman da bu konunun üzerinde yeteri kadar durmayıp,gerekli adımları atamamaktadır. Bu durum da sağlıklı yaşamın sağlanmasına engel bir durumdur.Ayrıca “sosyal yönden tam bir iyilik hali” kavramı sağlığın sadece kişisel bir durum olmadığını, toplumsal yönünün de bulunduğunu gösteren durumlardan bir tanesidir. Kişinin sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasının ön şartı sosyal yaşantısının sağlıklı olmasıdır. Çalışma ve yaşam güvenliğinin sağlanması, iş bulma olasılığının yüksek olması, ekonomik yönden kişinin yeterli geliri kazandığı iş imkanlarının olması vb. durumlar sosyal yönden tam bir iyilik halinin oluşmasının oldukça önemli bir yere sahiptir.
Velhasıl, insanı, şecere-i kâinatın en câmi’ ve en nazik ve en nâzenin, en nazar, en niyazdar bir meyvesi yaratıp kendine muhatap ittihaz ederek her şeyi ona musahhar kılmakla, insana bu kadar ehemmiyet verdiğini gösteren bir Kadîr-i Rahîm’inemanetlerini her yönden muhafaza etmek insanın önemli vazifelerindendir. Öyleyse sağlığımızı koruyalım, emaneti muhafaza edelim.
Zeynep Toprak