Çocuklarımıza kullanacağımız dil ve hitap önemlidir. Kur’an’da geçen Lokman Aleyhisselam’ın kıssası bu açıdan büyük bir önem taşır.
Hz. Lokman (as) oğluna olan ‘’Ya büneyye yani ey oğlum, ey yavrucuğum’’ hitabıyla sesleniyor. Sadece bu hitabı üzerine bile saatlerce konuşulabilir pedagojik öneme sahiptir. Çocuğa hitaben sarf edilen kelimeler çok önemlidir ve önemle seçilmiştir.
Konuyu pedagojik anlamda ele alacak olursak, hepimizin sıklıkla kullandığı ‘kızım, oğlum, çocuğum, yavrum, evladım’ gibi söylemler çocukların ruhsal ve psikolojik gelişimleri hem de rollerini içselleştirmeleri açısından oldukça faydalı, uygun ve yeterli hitaplardır. Sevgiyi biraz daha hissettirmek babından ‘’Canım kızım, canım oğlum, canım torunum’’ gibi söylemler de yerindedir.
Ancak çocuklara söylenen ‘Sevgilim, aşkım’ şeklinde hitaplarda bulunmak ise oldukça sakıncalıdır. ‘Sevgilim, aşkım’ şeklinde söylemler çocuğun psikolojisine, ruh sağlığına ve cinsel kimlik gelişimine büyük zarar verebilir. Çocuklar anne ve babalarından sağlıklı ve doğru mesajlar almalıdırlar.
Bununla beraber çocukların egosunu şişiren ‘’Paşam, prensim, kralım, dünyanın en yakışıklısı, prensesim’’ gibi ayrıcalıklı, üstünlük belirten hitaplar masum gibi gözükse de bazı durumlarda olumsuz etkileyebilir.
Çünkü çocuğumuz bizim gözümüzde bir prenstir, prensestir ve şüphesiz dünyanın en yakışıklısı ve en güzelidir. Fakat hayatının her evresinde karşılaştığı her insan bu durumu böyle kabul edecek midir? İşte bu kavramların sık kullanımı çocukta narsistik-kendini üstün gören bir bakış açısı oluşturabilir.
Eyleme dönüşecek güzel hitaplar
Hitap ederken uygun sıfatlarla, sıfatı eyleme dönüştürecek güzel vasıflarla ve onu motive edecek şekilde “Güçlü kızım, becerikli oğlum, çalışkan kızım, yardımsever oğlum, doğru sözlü evladım” gibi hayata hazırlayacak hoş sıfatlarla seslenmek faydalı olacaktır.
Bediüzzaman Said Nursi de talebelerine hitap ederken hitapları dikkat ve özenle seçer: Aziz, sıddık, fedakâr, kahraman kardeşlerim… Demek ki bu ifadelerin kişilik ve karakter üzerinde tesiri var.
Peygamber Efendimiz (as) de çocuklara hitap ederken “sene” yani güzel kız veya ‘’Reyhanlarım, kristallerim’’ diye ince naif bir şekilde hitaplarda bulunmuştur.
Lokman Aleyhisselam da “ya büneyye ey oğulcuğum’’ diye seslendikten sonra nasihate başlamıştır. ‘’Allah’a ortak koşma, namazını dosdoğru kıl, iyiliği tavsiye et kötülükten sakındır, başına gelene sabret’’ diye tavsiyelerde bulunur.
Çocukla konuşurken onların şahsiyetini zedelememek
Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle çocukla konuşulsa çocukça tabirat istimal edilir. Muktezai hale uygun söz söylemek bunu gerektirir.
Peygamber Efendimizin (asm) hayatından örneklendirecek olursak;
Abdullah ibni Zübeyir arkasına bir sürü çocuğu alıp Efendimize (asm) sesleniyor; ‘’Ya Rasulallah hep babalarımız mı savaşa katılacak biz de cihada gitmek istiyoruz’’ Peygamber Efendimizin onlara cevabı çok önemli pedagojik ders niteliğinde, çocukların şahsiyetini zedelemeden onlara tebessümle ”Babalarınız cihada gidince Medine’yi kim koruyacak?” Çocuklar ‘’Aa tamam o görev bizim Ya Resulallah’’ diye cevap vermişler.
O günün çocuk sahabeleri yarının cihat meydanlarındaki sahabeleri oluyor.
Biz de çocuklarımıza öyle güzel hitap edelim ki bugünün nurlu çocukları yarının nurlu gençleri, anneleri, babaları olsunlar.
Cenab-ı Hak büneyyelerimizi istikametten ayırmasın. Lokman’a (as) bahşettiği güzel ve hikmetli konuşma yeteneğini bizlere ve yavrularımıza nasip esin.
Esma Nur Adıbelli